25 Ağustos 2012 Cumartesi

AĞLANAMAYAN DUYGUSAL ANLAR VARDIR..HANİ VARDIR CANIM BİLİRSİNİZ İŞTE..

Ve yaz biter çocuklar eve döner..tabi yaz tatili için isviçre ye yaz okuluna gitmediler..Kövde  ( küçükken köyden dönen tüm arkadaşlarım dönünce böyle derdi; KÖVE gittik..ben böyle öğrendim) babaanne, dede, kuzen,  hala, amca, dayı, tavuk , sivri sinek,  ağustos böceği ve tedavi edilmesi zaruri bir dolu karıncayla bir yaz tatili geçirdiler.Küçük kızım ve küçük yeğenimin karıncaları amansız hastalıklarından kurtarmak için geliştirdikleri bir takım tıbbi teknikler olmuş. Ama kamuoyundan saklıyoruz  .Erzincan da idiler..Neden çünkü babaları Erzincanlı..Babaları İsviçre li olsa idi  İsviçre ye giderlerdi .Bu kadar basit ve net..
  Özetle otobüsten inerlerken yeniden doğmak neymiş idrak ettim..Ama sevinç çığlıkları atamadım, ağlamadım da.Bildiğiniz salağa bağladım.Baktım durdum .Yaklaşık iki aydır oradalar.Değişmişler uzamışlar falan ;normal fiziksel gelişimin yanında sanki olmuşlar ,olgunlaşmışlar..Eve gelişleri bavullarını açıp bize aldıkları hediyeleri verişleri  falan sanki on yıl sonrasının provası gibi..Duygusaldı yani ..Ağır duygusal  bir zaman dilimi..Ağlatamayacak ağırlıkta..
  Oldum olası diyemeyeceğim ama evlendim evleneli köy dönüşleri koli açma çıkanlara ooooo aaaaa ooleeey diye sevinme hobim var..Şehir bebesi olarak büyümenin görgüsüzlüğü de denilebilir..Tabi kocamın kurtlanmış elmaları bana uzatıp  kurdunu yeme kalanını ye canım sende demesini hala benimseyememiş, özümseyememiş kısaca hiç bir şekilde sindirememiş olsam da seviyorum kövden gelen kolileri..
  Tantana bittikten sonra tabiki benim bebelerde şehir hayatına bir kaç saatte adapte ,olup bazı isteklerle karşımıza gelmeye başladılar..Zannedersem kövdeykene duygusal anlarımda alırız ederiz hele bir gelin gibisinden aslı astarı olmayan söz verişlerim etkili oldu bu isteklerde.Neyse söz ağızdan çıkar deyip tuttuk avm yolunu...Aldık alabildiğimiz ölçüde hanımların isteklerini..Çok güzel başlayan alışveriş macerası yorgun argın ve masraflı olarak son buldu..Oysaki biz bir karı bir koca; bir köroğlu bir ayvaz şeklinde üç günde bir ekmek alarak yaşayıp gidiyorduk...
  Şimdi küçük kızım evde scooter denen zımbırtıyla geziyor..Çarpa çarpa düşe kalka.. Büyük kızım hayatının ilk cep telefonuyla 18 sene önceki halimi anımsatıyor..Yaklaşık bir saattir zil sesi ayarlıyor kafam bir dünya..Baba kız karşılıklı bir şeyler yüklüyor siliyor internete giriyor çıkıyor.Anne beni ararmısın? cümlesi havada asılı kaldı ..Beni ararmısın?..Ben bu filmi yıllar önce görmüştüm ....Hayat normale dönüyor...Ne yazıkki hızla ilerliyor .Keşke bu hızla ilerlemese :(
  Bu arada hadi kızım bana bir çay getir dönemi başladı oleeyyyy..galiba onlar uyuyunca ağlayacağım..Şükrederek...

2 yorum:

  1. İnsan ruhunu en çok yıpratan şeylerden biridir sanırım ayrılıklar. 2 ay boyunca duygusal gelgit yaşasan da 2 günde eski hâle dönersin ve zihinde belli belirsiz yer edinen anılara dönüşür hasret. Bu böyle, insan gereğinden çabuk alışıyor, unutuyor her şeyi. Ne olduğunun farkına bile varamıyorsun bazen, hiçbir şey olmamış gibi.
    Karınca ırkını ıslah ettiler demek :) Babaları İsviçreli olsaydı İsviçreli karıncaları tedavi ederlerdi :D

    YanıtlaSil
  2. artık biz erzincan dan yollarını açmaya başladık..akıllarını kullanıp ;isviçreye karınca islahına kendileri yol bulurlar inşallah:))

    YanıtlaSil