27 Ekim 2012 Cumartesi

BAYRAM GELMİŞ NEYİME DEMEYELİM... DİYENLERİ UYARALIM...

Bayram bayram hey..bayram severim ..adı her ne olursa olsun severim ..kabotaj bayramı bile eğer peşi sıra tatil getiriyorsa sevilmeyi hak ediyor gözümde.bayramların en çok dini olanını ; dini olanın da en çok kurban bayramı olanını severim..hayır tabi tatili dört gün diye değil..hahahhaaa
 Bayram demek dostluk demek küslerin barışması demek.gek ..gek gek..adlı klasik bayram geyiği değil benim sevdiğim tarafları..tabi dostluk, barış, doğa, hak ,insan, özgürlük her daim sevilesi şeyler  ama işte :( herdaim mümkün olmuyor.
    Benim için bayram demek büyüük temizlik demek..şimdi sadece bayram için mi temizlik yapıyorsun diyenlere sesleniyorum ..EVET ..şaka tabi ama senede iki defa evi altüst etmek; son derece faideli davranıştır kanaatimce..hele biz gibi çalışan kadınlara itici güçtür ..dürtükleyici takviyedir.hadi kalk diyen anne gibidir.ev temiz ,deniz temiz turmepa ..ölee bi şey vardı .her yerde afişleri asılıydı bir ara .nereden geldi aklıma
    Bayram demek çocuklarınızın( benim gibi iki çocuğunuz varsa çarpı iki  harçlık demek.üç çocuk diyen başbakanımı dinleyesim geldi aniden) elinden harçlıklarını çeşitli vaatlerle çorlayabilme ihtimalidir..sonra bunu kendinize yakıştıramama hatta tuuuu yazık olsun size deme olayıdır..şaka ..asla almam  ..çocuğun parası alınırmı?..belki ödünç.belki ama kesin değil..
    Bayram demek misafirliğe gitmek  demektir..ben seviyorum ..ne var bunda ?..gidelim gelelim ekonomiye can verelim..ama ne yazık ki gitmeyi seven tarafta bir kocam  yok..daha ziyade gelinsin tarafında yer alan bir eşe sahibim..canım falancalara gidelimmi? cevap ARASANA ONLAR GELSİN...hayatım filancalara gitmedik hanidir cevap  ARASANA ONLAR GELSİN. aslında gitmeyi sevmediğinden değil..misafir ağırlamayı seven bir kocam var benim..en azından buna inanan bir eşi var..
   En güzel ,en sevdiğim, en mikemmel maddeyi sona sakladım..misafir gittikten sonra hele bir de ertesi gün tatilse; gece geç saate kadar evi toparlayıp, gelebilecek bir sonraki misafire göre her şeyi tekrar düzenledikten sonra saat kaç olursa olsun; çay demleyip kalan börek çörek ne varsa tırtıklamak ....işte bu hazzı yaşamak için bile misafir ağırlayabilirim..
   her şey bir yana şükürler olsun gidebileceğimiz yakınlarımız, ağırlayabileceğimiz misafirlerimiz var..küçükken duyduğumuz bir laf vardı..ALLAH KİMSEYİ KAPILARA BAKTIRMASIN..şimdi şimdi anlamını idrak ettiğim..
    tüm okuyanlarım mübarek kurban bayramı kutlu ;ömürleri mutlu olsun..çayım demlendi ..açım...

15 Ekim 2012 Pazartesi

LÜKÜS HAYAT GÖRMEDİ BENİM GİBİ ŞAVALAK SEYİRCİ..

Uzun zamandır uğraştığım daha doğrusu ara ara yoğunlaşarak uğraştığım bir mücadelem vardı..artık mücadelemi muzaffer bir komutan edasıyla tamamladım.LÜKÜS HAYAT müzikaline bilet buldum taaa bir ay önce.ve bugün gittim izledim...
   Ne gerek vardıysa ;gitmeden önce de internette bir çok yorum okudum..anaaam ne memnuniyetsiz bir topluluk var .çoğunluğu olumsuz eleştiriyor.kimi yazmış şöyle uzun böyle sıkıcı ..vay efendim yarıda bırakmış  yok neymiş bin pişman olmuş.ne bekleyerek gitmiş bu arkadaşlar bilmem ama sanırım beklediklerini bulamamışlar.
 Müzikalin dört saat sürmesi konusuna gelecek olursak; açık söyleyeyim beni olmasa da Haluk adlı birtanecik kocamı sıkacak diye korkmadım dersem yalan olur.ben ki bir röfle için 8 saat kuaför koltuğunda oturabilen ; sevdiğim doktora muayene olmak uğruna tam dokuz saat  hastanede bekleyebilen bir organizmayım.ama söz konusu Haluk olunca durum gerdi beni .zaten sırf bu yüzden  acı gerçeği tiyatroya giderken vapurda söylemeyi uygun buldum.hani deniz havası ruha sakinlik, akla berraklık verir diye..vapur gürültüsünden mi yoksa artık çok şey için geç olmasından mı ya da Allahın bana acıyıp kocama sabır ihsanıyla mı ( ki bu sonuncu yazdığıma daha çok inanıyorum) bilmem ama korktuğum başıma gelmedi.
  Üsküdar Müsahipzade Celal sahnesini bulmamız zor olmadı..ilk defa gittik.çarşısını gezdik ..çok sevdik ben zaten karşı yakanın her bir yerini severim.
  Tiyatro iyi hoş yer güzel falan..tabi her şey iyi gidince ben bir kıllandım..bakalım olayın defosu nerede gözüme girecek diye başladım beklemeye..tataaaaam çok beklemedim..salona girer girmez olaylardan biri patladı..yerimiz balkon kısmındaymış..şok şok şok ..bileti ayırttığımızda ve aldığımızda bunu bize söyleyen olmadı.ben başladım söylenmeye ..neyse oyun başladı ve o kadar da kötü olmadığını  anladım..her şey güzel lalaalllaaaa..tabi öyle sürmedi ..oyun güzel ,kahkaha bol ,alkış kıyamet ama yanımda oturan gençten bir kızceğiz beni tırsıtmaya başladı..ilk anlarda kendime kızdım sanane nasıl gülerse güler dedim ama gariplik olduğu belli..veee kızceğizim alkışa başladığı anda beni savurdu ve kocama doğru bir yanaşma bir sığınma ihtiyacı hasıl oldu bünyemde..zira arkadaş ellerini değil kollarını açarak alkışlıyor ..ve oyun boyunca bu şekilde o alkışladı ben mülteci misali kocama sığındım..ne yaparsın ..çaresizsin ..
  Ve bombamı sona saklıyorum..ben LÜKÜS HAYAT şarkısını kendimi bildim bileli ezbere bilirim..ve o sahne geldi ..içimde bir amele yasemin barındırırmışım. o an haberim oldu..ve neden yaptığımı hala bilmiyorum fotoğraf makinesini aldım kamera kısmını açıp sadece şarkı bölümünü sessizce çekmeye karar verdim.düğmeye basmamla birden flaş patladı ..Allahım yer yarılmadı ki içine gireyim..kameraya geçirememişim..fotoğraf kısmında kalmış..ve defalarca anonsla oyun sırasında fotoğraf çekmeyin diye uyarmalarına rağmen ben karıncayı bile incitmeyen yaşar usta salak gibi flaşlı mılaşlı fotoğraf çektim..tabi ki kimse anlamadı ama ben biliyorum ya yeter.zaten biri dikkatli baksa suratıma hemen itiraf ederdim..en acı olan da kalabalık bir grup vardı beraber gelmişler ama ayrı oturuyorlardı..ara olunca aşağıdan bir delikanlı bizim oraya bakıp haluğun yanında oturan arkadaşına  (belli ki çok samimiydiler)  ''lan oğlum amele kesin sen çekmişsindir fotoğrafı nııhahaaaa hahaaa''diye höykürdü ve ilk sefer yarılmayan yer yine yarılmadı..ben yine ortada 
 Her şey bir yana muhteşem bir gösteri..muhteşem bir kadro..sırf 27 yıldır aralıksız oynandığı için bile gidilip seyredilir ..kaldı ki tüm diyaloglar güncellenmiş..tchibo bile var yani oyunun bir yerinde..kahvecide satılan sütyen konu başlığıyla..
Biliyorum herkes çok yoğun çalışıyor ve imkanlar çoğu kişide sınırlı..zaman yok, maddiyat biraz nane molla ,şartlar her zaman elverişli değil ve ne acı ki tiyatro her zaman sinemadan bir tık geride kalıyor.ama ben naçizane derim ki ;kendinizi hoş; modunuzu yüksek tutmak için kişi başı on liraya  başka hiç bir şey bulamazsınız.ben kendi adıma çok mutlu ayrıldım .içim coşkuyla doldu.ve gerçekten çok ucuz..kendini şımart ey dostum ..hak ediyorsun bunu...

9 Ekim 2012 Salı

ESKİDEN TV SEVERDİM BEN..ÇOOOK ESKİDEN..

Yaklaşık üç yıldır haberler dahil tv de pek bir şey izlemez oldum..daha doğrusu izleyemez oldum.daha önceleri de çok tutkun değildim tv ye ama yine de sabah kalkar kalkmaz açardım evde ses olsun diye..sonra evime üç yıl arayla iki ayrı cırtlak ses katıldı ..bir de benim cırtlak sesim eklenince  anladım ki çok sesli yaşam zaten içimde mevcut..gayrısına ne hacet...
 Bunlar işin şaka yanı tabi .. yıllar önce asmalı konağı izlerdim ağzım açık ayağımda bebemle ..uyanmasın diye üç saat sallardım ..ne var ki çocuk garip sallanmak istemiyor.ayağım durunca emekleyerek kaçıyor.ama anası olacak ben; kararlı ve umutlu her defasında hızımı arttırarak bayardım çocuğumu..pazartesi akşamını bana daha çok sevdiren başka da bir şey olmadı sonraları.
 Sonra kim beşyüzmilyar istemez ki sorarım size ?adlı kenan ışık abimizin o davudi sesini dinlemek için seyrediyormuş gibi yaptığım yarışma programı vardı..hani genel kültür ayağına:)  şimdilerde de varmış ama geçen rast geldim ııı pek tat vermez olmuş..
   Rahmetli defne joy fosterin ünlülerin evlerini karış karış karıştırdığı bir program vardı onu da severdim..şimdilerde hiç bir ünlünün bir şeyini merak etmiyoruz zira dişçi randevuları bile kamera eşliğinde gerçekleştirildiğinden ve resmedilip face twit ve bilumum sosyal paylaşımdan paylaşıldığından olsa gerek..
   Okan bayülgen vardı tv izleme baş sebeplerimdendi..televizyon çocuğu..zaga..televizyon makinesi.tüm programlarını hafta sonu hafta içi demez izlerdim..çoook uykusuz işe gitmişliğim vardır..o da program yapmaz oldu artık..
 Birde magazin programları vardı..en çok ta ütü yaparken izlemeyi sevdiklerim..ama eğlenceliydi..ben magazin severim ayıp olmasın ama..hani bir çoğunuz sevmez belki  ..yoksa türkiye geneli hep belgesel  hep haber programı biliyorum ben..
  Uğur dündarın programlarına sardırmıştım hani gıda terörüyle ilgili..tv ye yapışır aptal saptal açılardan buzlanan deşifre edilmeden deşifre edilen markaları çözmeye çalışırdım.boynumun tutulmuşluğu vardı...taa kii fırından ekmek alamaz dışarılarda yemek yiyemez olana dek..şimdi artık takılmıyorum eskisi gibi..artık programcılarda kafayı takmaz oldu gıda terörüne zira daha acı terörler yaşanır oldu yine yeni yeniden..
  Şimdilerde de bu yazdığım programların muadilleri vardır umarım ..ama bana tat vermiyor..daha doğrusu tat vermemekle kalmıyor..ağzımın tadını tuzunu alıyor..haberlerde defaten aynı kareyi görmekten  ya da sakız gibi uzayan bir türlü bitemeyen dizilerden ,mide bulandıran magazin programlarından; bana artık kal geldi diyebilirim bu ara  haftanın iki üç günü izlediğim bir kaç tane program ayırdım kendime..sadece onlar için geçiyorum ekran karşısına ve onları da hiç bir kanala atlamadan zıplamadan reklamıyla arasıyla marasyla izliyorum..kafam dingin kalıyor böylece..ama sıkı bir sinema takibim var..haftada üç film bir kitap kotası koydum kendime..bir de tabii radyo ve best arzu çağlan vazgeçilmezim..sıkılanlara tavsiyem budur..hani sıkılıyorsanız tabi ..aksi halde bize laf düşmez..

1 Ekim 2012 Pazartesi

GELEMEYEN KIŞA SESLENİYORUM..

Gerginim..hala kış gelmedi..hala hava soğumadı ..ama iş yerleri kışa geçti..klimalar kapandı..sıcak yapış ve bunaltıcılığını inatla korurken  içim yaz kalıntısı sıcaklardan bayıldı..ben bir ocak kadınıyım ..kar severim kış severim  sisli puslu grileşen havalara bayılırım..kış akşam üstlerine aşığım..ben yaz sevmem ..bahara bile mesafeliyim..
 Kış boyunca planım programım hiç bitmez..alacaklarım vereceklerim daha ziyade masrafım hiç bitmez tabi bu arada ..aktif dinamik heyecan aşk ihtiras entrika....pardon yeşilçam afişi girdi araya..aktif dinamik heyecanlı olurum.tiyatrolar kışın başlar.sinemada kaliteli filmler asla ağustos güneşinde çıkmaz ..düşünsenize mısır bile yenmez ki ağustosta..
 Mesela çay içerken asla kocanız musallat olmaz bu sıcakta çay mı içilir diye..çünkü sıcak değildir ki..çorba severim kışın..hımm düşündüm de yemeklerden  içmeklerden  bir çay bir çorba geldi aklıma kış deyince..haaa bir de simit ve beyaz peynir..vazgeçilmez..
  Kışın eve gelmek bile mutlu etmeye yeter beni..neden; yazın eve gelmeyi sevmiyormusun? diyenlere cevabım
evet sevmiyorum..çünkü evim en üst katta, camlarım kooocaman ve güneş sabah evimde doğuyor evimde batıyor hatta sanırım bir kısmı bizim evde kalıyor..çizgi filmlerdeki gibi..sihirli büyülü kutular açılınca bir ışık hüzmesi belirir ya..işte biz kapıyı açınca da o hüzme beliriyor..
 belki günaha giriyorum..düzene karşı bu keskin duruşumla ..yani yazdan nefret edişimle..Allah affetsin..
      Şimdi hayallerimi sadece kar yağışı süslüyor..geçen yıl bir film izlemiştim..renee zellweger in başrolünde oynadığı KASABANIN YENİSİ...Çok soğuk bir ülkede ( neresi diye soracak olursanız çok değil bir kaç yazı öncesinde bahsettiğim coğrafya tecrübelerimi hatırlatırım)geçiyordu film..işte o günden beri orada yaşamak istiyorum..ama kaloriferli olması gerek ..zira soba tecrübem coğrafyamdan beter..  evlendiğim yıllarda bir hafta kadar sobalı bir evde oturmuştuk..evde bir hafta oturmadık tabiki soba olayından sonra geçen zaman bir haftaydı...benim o sobayı yakamayışımın anlaşılması üzerine( ki geç anlayan bir kocam var)derhal kaloriferli bir ev arayışı başladı..doğumda hediye gelen büyük boy bir şişe selin limon kolonyasını soba yakmak için kullandım  da banamısın veyahut sanamısın demedi soba..(soba nostaljik bir hikaye ya espirimde o derece nostaljik olsun istedim.) kolonyadan tiksindiğim tarihe denk gelen bir zaman dilimiydi..
yani demem o ki kar yağsın artııkkkkkk