23 Eylül 2012 Pazar

BİR PAZAR SABAHI KOMİK VİDEOLU ACIKLI BİR HİKAYE

Evde klasik bir pazar kahvaltısı sonrası yaşanıyor..Bendeniz lap topta ..Baba ve kızlar akıllı tv mi ne bir gereksiz kanal var onu izliyorlar ..Hani el kadar bile denmeyecek bebeklerin videoları var ya ;uyurken, düşerken, ağlarken, ağzına limon sürülmüşken, gülerken vs vs vs...Ben gerginlikten sinirden yerimde köpürüyorum..Şimdi diyeceksiniz ki kadın kadın durduk yere ne cercinluk çikariyusun..
  Efendim ben oldum olası gizli kamerayla çekilen şeyleri izleyip gülme lüksünü karakterimle bağdaştıramadım..Nedense bana düşen hiç bir bebek komik gelmez..Olaya hemen  ben yaşıyormuşum gibi bakarım..Tıp dilinde bana herhalde bir isim bulmuşlardır..Aşırı empati sempatizanı ..Ya da empatik sendromlu falan diye.
 Lakin hayatta eşler ve çocuklar hep tersini yapacak ya .Kanun bu yaa..Anaaaam benimkiler bayılıyor..Tabi bayılsınlar banane ;ama sürekli  anneeeaaağ  bak ne komik, anneeeaağ bak ..anneeeeağ bak ..anneeeaaağ baaaak..baaak baaaak baaaaaak  ..İçim daralıyor ..Kocamda aynı şekilde bak, baksana, bi bak, bi bak, bi baksana...bakmayacağıııııııııııım  diye bağırmak istesem de o kadar masum istiyorlar ki kıyamıyorum..Eğleniyorlar ya ben de güleyim istiyorlar..Şimdi beni gözünüzde;  sinirli kafası bigudili ,sabahlık giymiş, ağzında bir sigara homurdanan bir kadın olarak hayal etmeyin vallahi öyle değilim.
bugün yine dayanamadım izledim..bakın olanları madde madde yazıyorum...

 Bebeğin biri masada uyuyakalınca kafası çorba tabağına girdi..Yüz göz şehriye tavuk; tabi saç başta..Anaaaam kızlar banyo yapacak onu hatırladım ..Sonra çamaşırlar var ..Ütü var..Offff..Oysaki kahvaltı sonrası bir saat ayırmıştım kendime ..Şimdi  keyfim kaçtı.
 
Yine bebeğin biri uyuyakalınca;  Hayli kötü bir  şekilde düştü ..Birden kızların bebekken düştükleri kötü anlar geldi aklıma .Al sana bir gerginlik; kötü anı hatırlama daha ..Bir de düştükleri  an videolar kesiliyor..Anaaaam ben merak ediyorum acaba bir şey oldumu?

 Bir kadın uyuyunca kocası olduğunu tahmin ettiğim bir dangalak :kadının suratına bir şeyler çizip sonrada kremşanti sıkıp kameraya almış.kadın uyanıyor bir anda her yer kremşanti oluyor..Ben kendim kadının yerine koyup acaba bana yapsa; kocamı ne yaparım diye plan kuruyorum..Şimdi bu gerginliğe ihtiyacım var mı ..Kesinlikle yok..Zaten her türk kadını gibi benimde fikrim aynı  BENİM KOCAM YAPMAZ:)

Anladığınız gibi bana göre değil bu sözüm ona komik videolar.ya da ben onlara göre değilim..Komik video hedef kitlesi değilim..Ben ki tv de spiker bile kelimeyi şaşırsa kafamı çeviririm hani anladığımı anlayıp utanmasın diye .Peeeh benim gördüğümü görecek sanki..Ama bunlara bayılan bir koca ve babalarına benzeyen bir çift kıza sahibim..Anneeeeaaağğğ bak..Anne bak ..Baksana bi bak ..Bak bak nasıl düşüyor ...İçimden geçen şeyi size itiraf ediyorum.Çok küçük emrah gibi olacak ama!!!!

        .SEN DÜŞSEN HERKES GÜLSE İYİ Mİ OLUR?


18 Eylül 2012 Salı

KİTAP OKUMAK MI YOKSA BENİM GİBİ CILKINI ÇIKARMAK MI?ÇALIKUŞU OKUMAK DA AYIP DEĞİL TAHİR OLMAK DA ....

Yine kitapsız kaldım.her kitapsız kaldığımda olan şey oldu..Yine yeni yeniden aynı kitabı tekrar okumaya başladım..Başucu kitabım dediğim kitabımı..Hani sevdiğiniz şarkıyı tekrar tekrar dinlemek gibi..Ya da sevdiğiniz bir filmi defaeten izlemek gibi..Bende ÇALIKUŞU'nu tekrar okumaya başladım.
 Nasıl bir duygu bu anlatamam ;her seferinde zevk alırmı insan ya da her seferinde  bu  ilgiyle okurmu aynı kitabı? Evet galiba ben bu kitaba aşığım.Sıkılınca üzülünce ya da içinden çıkamadığım sorunlarım olduğunda hemen feride ye sığınırım..Onun hayatta kalma mücadelesi o zamanların Anadolu 'sunda ( hoş bu zamanların Anadolu 'su da zor ama)  var olma çabası güç verir bana..
  Kitabıyla da kalmayıp son yıllarda AYDAN ŞENER in oynadığı tv dizisinin ses kayıtlarını da dinler oldum..Yani anlayacağınız bir ÇALIKUŞU takıntısı var bende.Yaklaşık 12 yaşımdaydım ilk okuduğumda..Şaşırtıcıdır o yaşlarda  bu kitabı okuyan tüm arkadaşlarım öğretmen olmak istiyordu..Ben bu kitabı onlardan çok daha fazla okumama rağmen hiç öğretmen olma hayali kurmadım..Şimdi aklıma geldi acaba ben kitabı anlamadım mı?Bu da olası yani..
  Feride'ye olan sevgim, Kamuran'a olan kızgınlığım ,Zeyniler köyündeki yaşlı türbedar,Munise,sör süpervörler fransız mektebinin duvarları koridorları ve muhteşem fondanlar   vs  vs vs.Hepsini o denli benimsedim ki ...Şimdi bizim evin yanına gelip plato kursalar hiiç yadırgamam..Hırkamı omuzuma alır terliğimi ayağıma geçirir Ferideye sabah kahvesine gidebilirim.. Ya da ne bileyim Kamuran 'ın yüzüne tükürebilirim..Pis çiyan diye..Sarı manolyayı saçından tutup sürüyebilirim.
  Ben okumayı çok severim .Artık beni tanıyıp bunu bilmeyen yoktur.Çevremdeki bir çok insanda sever.Sevmiyorsa da ben elimden geleni yapar sevdirmeye çalışırım..Şimdilerde yani geçen yıldan beri bu kitap okuma zevkimi ;daha işe yarar bir hale sokma çabasındayım.Görme engellilere kitap kaydı oluşturma projesinde; gönüllü okuyucu oldum..Eyüp körler kütüphanesinde cumartesi günleri bir kaç saatimi ayırıp küçücük stüdyolarda muhteşem bir projede yer alma hevesindeyim. Zamanı olan ve bu işin insana  ne kadar sosyal bir huzur vereceğine inanan tüm arkadaşlara tavsiye ederim.
  Bir kere çok keyifli.müthiş ego patlaması yapıyor.Çıkınca insan kendini tiyatro sanatçısı ya da seslendirme sanatçısı gibi hissediyor.Yalan Dünyanın Çağatayı gibiyim..sevgılımmm...oooo   yooooooo.
   benimki naçizane bir teklif..gerisi size kalmış..birilerine sırf sesinizle bile yardım edebilmek büyük mutluluk..

16 Eylül 2012 Pazar

ŞİMDİ OKULLU OLACAĞIZ YA ALDI BENİ BİR ENDİŞE ..

Bir okul sezonu daha başlamak üzere.Hatta başladı bile.eee ne var bunda dermisiniz bilmem ama benim hayatımı derinden etkileyen bir dönem .zira ilköğretim öğrencisi iki çocuğum var..çocuklarımın biri üçüncü sınıfa diğeri eski dilde orta  bir yeni sistemde orta iki..bazılarına göre 6 sınıfa geçti.
  geçen sezon okulun kapandığı gün açılacağı günde belliydi ama ne var ki benim aklıma sanki yeni gelmiş gibi bir telaş içerisindeyim.beni tanıyanlar bilir işimi son dakikaya bırakmam .ama bu okul hazırlığı benliğimi alt üst etmekle kalmadı .maddi maddi(maddi manevi diyesim gelmiyor bu konuda ) bitik durumdayım.kredi kartı sliplerinden konfeti yapıp ilk beşiktaş maçında sahaya dökeceğim .bilmem belki de kart sahibi kocam olduğu için ona düşer bu ulvi görev.
  Allaha şükür ön hazırlık tamamlandı..tabi kazığın büyüğü okul açılınca çalacak kapımızı biliyorum ama bilmezden geliyorum..bugüne kadar yaptığım hazırlık harcaması; pürüzleri alan törpüleme işlemi olsa mesela ,okulun  açıldığı ilk ayki harcamalar olayın cam cilası olacak adım gibi eminim..buna ruhumuzu hazırlamak için çeşitli yeminler oluşturdum.aşağıda sıraladım kendim kendime:)
  1.  ilk toplantıya asla gitmeyeceğime; gitmek için zorlanırsam kanımın son damlasına kadar savaşacağıma 
  2. ilk toplantıya annemi asla göndermeyeceğime(zira her tür harcama talebinde bayrağı taşıyan örnek anneanne olmayı misyon edindi ;neymiş efendim çocuklara akıllı tahta şartmış yok efendim lap topsuz öğretmen bayraksız göndere benzermiş  bla bla bla )
  3. hafta sonları cumadan ve cumartesiden işlerimizi bitirelim pazar günü rahat oturalım hayaline bu sezon kapılmayacağıma (hiç bir pazar oturamadım cumadan ve cumartesiden parçalanmaya son nasıl olsa her düğüm pazar günü çözülüyor)
  4. yazılıdan tam not alırsanız şunu bunu veyahut onu alacağım  vaatlerine son vereceğime (eşşek sıpaları sırf bana inat tam not alıp  batırıyolar beni)
  5. her hafta sonu müzeydi sinemaydı tiyatroydu'' bilmem ne bilmezsin ne'' ( en sevdiğim erzincan atasözü falan filan anlamında )   gibi kültürel faaliyetler peşinde koşmayacağıma ( ne yaparsam yapayım kıytırık bir tv dizisi kadar arzulamıyorlar sonuçta..muhteşem yüzyılın bir bölümünün tekrarını seyrettirmek için koca evi toplatıyorum ben bu sıpalara gık demiyorlar vallahi )
  6. uyku saatleri konusunda asla taviz vermeyeceğime( her sezon başı sırayla gelir bu sıpalar anne falanca gece on iki de yatıyormuş; anne filancanın odasında televizyon varmış dizi bitince uyuyormuş ne kötü dimi diye birde bağlama yaparlar.sözüm ona kötülüyorlar ama hadi sizde öyle yapın desem ışık hızı bile yavaş kalır yanlarında .)
  7. okulun birinci ayının sonunda gelen yüzme dersi , bilardo şeysi ,domino turnuvası  ;iğne deliğinden hindistanı görme kurslarının  broşürlerini görünce ağzımdan kötü lafların çıkmasına engel olacağıma (mendeburlar veriyorlar el kadar bebelerimin ellerine bir yaprak kağıt yolluyorlar eve  uğraş dur  sonra..bu arada mendeburun ne anlama geldiğini de bilmiyorum..ne acı)
  8. hafta içi akşam hiç bir plan yapamayacağıma dair kendimi ikna edeceğime   ........                                                ant içerim....................gerekirse yemin  de ederim .şaka bir yana hepimize kolay gelsin efendim.Allah hiçbirimizin emeğini boş koymasın .utandırmasın..

15 Eylül 2012 Cumartesi

HALAMGİLLER AMCAMGİLLER VE SİPSİLERİN HATÇE İLE İLGİLİ BİR HİKAYE ...

Az önce görümcemgilden geldik..evimizgile girdik..heheee..evimizgil olmadı dimi..eskiden beri bu gil takısına takığımdır .Ben şehirde doğdum büyüdüm annemde babamda ..yani köy  mefhumu olmadı bende hiç bir zaman.ilkokulda tatillerde arkadaşlarım hep köye daha doğrusu köve giderdi ..bana garip gelirdi ..hatta daha da küçükken yani ilkokul birdeyken köyü bakırköy kadıköy gibi istanbul da bir yer sanırdım.o zamanlarda belliymiş coğrafyası kötü hatta berbat bir insan olacağım..yer yön kavramım hiç olmadı oluşamadı benliğimde..şu an evin salonunda oturduğum yerde sokağın neresine baktığımı bile kestiremem bir kaç  dakika düşünmeden.
 Hiç unutmam ilkokuldayken parlak bir öğrenci sayılırdım..yok valla mütevazi olamayacağım en iyilerden biriydim..müfettiş geldi.sanırım üçüncü sınıftı..öğretmenim (kulakları çınlasın) bana çok güvendiği için allem kullem müfettişin önüne beni itti.sordu sordu müfettiş.... can alıcı coğrafya sorusuna kadar mükemmel ötesi cevaplarımla büyülenen öğretmenim; az sonra olacaklardan habersiz sırıtırken kızılırmak hangi bölgemizdedir sorusu çınladı sınıfta..tataaaaam...ışık yandı kafamda ..bir yazı bir tabela canlandı gözümde..( burada sahne flulaşır  müzik slovlaşır)ve beklenen cevap.''kızılırmak fatihtedir öğretmenim annem etek aldı kendisine ordan''

  evet yanlış okumadınız kızılırmak ve hangi bölge kelimeleri bana hiiiç bir şey çağrıştırmadı ve aklıma ilk geleni söyledim..fatih doğumluyum..yani kütüğümüz fatihe bağlıydı o vakit ;şimdi koca kütüğüne bağlandık ..tabi yanlış anlaşılmasın kocam kütük değil kütüğü erzincan a bağlı  bir insan sadece..neyse çıkamam bu kütük işinin içinden ben şimdi.fatihte de bir mağaza var ..annemde oradan etek almış .ne yapayım benim suçum ne.
öğretmenim bana küstü .müfettişe rezil olmuşuz.ben nasıl yaparmışım..küstü de ne oldu iki gün ödevimi kontrol etmedi.peeeeh ne büyük ceza..o zaman ağlamıştım ama..salak olur çocuk milleti işte bazı bazı:)

 ne yapalım hakim bey köyümüz olmadı  dolayısıyla istanbul dan çıkmadığımız ve anadolu kültürüyle büyümediğimiz için halamgiller, amcamgiller , sipsilerin hatçe,   deligilin yusuf ,  hımhımların hasan kavramlarım olamadı.hiç amcamgilde kaldık biz dün diyemedim.ve en acısı o zamanlar böyle konuşanları pek de sevmezdim doğrusu.köylü olmak falan bir şeylerin azı olmak gibi gelirdi..sanki eksik bir olgu  gibi..yani kafamda o yıllarda tanımlayamadığım bir antipati uyanırdı..sanki şehirde de çok lüks bir yaşamımız mı vardı ?paşa babamın  beykozda ki konağında dadımız gülmisal kalfa ve kocası kahya yahya ile ...yoooo gayet ortalama altı ile hemen üstü arası seyreden bir hayattı yani..ilkokulda sırf kostümü şalvar diye folklorden çıkmışlığım var benim yaa..annem şimdi her daim anar..unutmadı gitti.başa kakılacak şeyleri hafızada tutmak ulvi bir annelik görevidir; ben devraldım anamdan..ana diyeni de sevmezdim eskiden .
   bu şeher özentiliği bende yirmili yaşlarımın başına dek sürdü.taaa ki evlenip te eşimin köyüne ilk gidişime kadar hiç gerçek köy görmemiştim..dolayısıyla çakmasını da görmedim..derken köyde gördük; şalvar da giydik..hiiç de mutsuz olmadık..senenin yarısı köyde iş görüp diğer yarısı şehir hayatını mükemmel derece de yaşayan akrabalarım oldu şimdi.....
  yaş ilerleyince akıl da ilerliyor..en azından kendimde öyle olduğunu düşünüyorum..inanmak istiyorum

.konuşmalarının sonuna gil takısı getiren insanların asla garip olmadığını ;ve aksine özüne köküne sahip çıkışındaki gerçekliği sevmeyi öğrendim..tamam ben yine öyle konuşamıyorum ama konuşanları çok seviyorum..bu arada yer yön kavramımın olamadığına son bir örnek vereyim de aklınızda soru işareti kalmasın..on iki yıldır evliyim .on iki yıldır anadolu  yakasında oturan eşimin dayısına gideriz ve on iki yıldır sürekli soruyorum...köprüyü geçtik mi?.........
 
 

9 Eylül 2012 Pazar

ÇOOK GÜLDÜK ALLAH AĞLATMASIN..BU BAŞLIĞIDA YAZDIM YA YAŞLANDIĞIMIN KANITIDIR..

Her şey normal hafta sonu programımızda ilerliyordu..Sabah geç kalkıldı.kahvaltı gecikti ..Temizlik gecikti..Arkadaşlarımız aradı akşam geliyoruz dediler..Hani geldiklerine her türlü sevinilen arkadaşlardan..Hani annesiyle babasıyla çocuğuyla bütün olarak sevilen arkadaşlardan..Eski arkadaşlardan olan arkadaşlardan..Ama nasıl bir akşam geçireceğimizi o dakikalarda bilmiyorduk...( tırınım tırınım heyecan  müziği)
  Derken akşam oldu erken..edik içtik güldük konuştuk..Misafirlerimizin baba rolünde olanı eskiden ne güzel okey oynardık hadi yine oynayalım dedi.Eskiden dediği iki ailenin de çolukları çombalakları olmadığı kadar eskiden  .Yani yıllar yıllar önceden tabiki bizde okey yok .Gidelim alalım saati de geçmiş..Derhal karşı komşucanın ışığı yandı aklımda ..Bingo .akıllı tahmin.aldık komşucandan okeyi ..Başladık oynamaya ..tabi yaklaşık on yıldır okey oynamayan bir grubun okey oynaması ne kadar anayasaya uygundur bilemem ama her şeyi unuttuğumuz çıktı ortaya..Herhalde bu kadar gülmemiştim uzun yıllardır..Şimdi güldüğüm şeyleri yazsam kimse gülmez biliyorum..Ama dört kişi arasında ve asla beşinci kişinin gülmeyeceği türden komiklikler.
  Sonra o malum olay geldi aklımıza..Yine böyle yıllar önceydi..yıl 2001 aylardan mayıs hemde 18 i 19 bağlayan mayıs gecesiydi..bu akşamki grup olarak okey oynuyorduk..Tek eksiğimiz daha doğrusu dört eksiğimiz vardı ..Gerçi eksiklerden biri (adı Berra olanı) bu kıran kırana geçen okey müsabakasının on; on iki saat sonrası katılmıştı aramıza..Evet yanlış okumadınız.Ben arkadaşlarımla  gece ikiye kadar okey oynadığım  bir gecenin gündüzünde anne oldum..Yıllarca makarasını yaptık bu olayın..
   Ve o günden sonra hayatımız hiiç gece ikilere kadar çay kahve okey modunda geçmedi ..Geçemedi..  Geçmemeliydi  de zaten ..Sonraki hayatımız uzun bir müddet biberon ,emzik, primamı can bebemi yok yok prima daha iyi muhabbetiyle; sen kaçıncı ayda katı gıdaya geçicen, ben çorbaya kıyma koyuyorum .yürüyor ama konuşmuyor,konuşuyor ama susmuyor gibisinden derin felsefik öğeler içeren izdüşümsel betimlemeli tırto mevzularla doldu taştı.Şimdi tırto diyorum ama o yıllarda hayatımın en önemli meselesi bebeğimin  günlük aldığı protein ile karbonhidratın eşitsel dağılımıydı.motor becerileri ne durumda? el göz koordinasyonu eh işte mi ?yoksa maşallah boyutundamı?..şimdi de dolap orada git ye ,dikkatli ol düşürme ,düşürürsen sen temizlersin boyutuna geçtim:))
  Yıllar yılları kovaladı derken bitmek bilmeyen yıllar bana Kamuranı getirdi..Hani o hasretini içime sığdıramadığım Kamuranı..Pardon burada kafam birden çalıkuşu romanındaki(dizisi de olabilir) bir repliğe gitti..:))
  Yıllar yılları kovaladı çocuklarımız belki yetişkin olmadı ama en azından elimizden ayağımızdan düştü.Burada elden ayaktan düşen çocuk demek anneeeaaağğğğ diye vızıklamayan vızıklasa bile höykürdüğünüzde zırlamayacak kadar büyümüş çocuk anlamıda kullanılmakta..Kendi dünyaları kuruldu. şimdi biz iki artı iki dört çocuklu bir arkadaş grubu olarak bunca zaman sonra tekrar okey oynadık.Çok güldük .İyi geldi ruhuma bu kadar gülmek.Tabi giderken beni tembihlediler..
                       SAKIN YARIN DOĞURMA...

6 Eylül 2012 Perşembe

MEDENİ HALLER BUNLAR...ADI ÜSTÜNDE MEDENİ OLALIM

merhaba okuyan;
bu aralar blogumu ihmal ettiğimin farkındayım..ama gerek benim hayatım gerek gündem hiç neşeli olunmayası mevzuatlar içeriyor kanaatimce.
  yine de hayat devam ediyor demek lazım ölenlere rağmen kayıplara rağmen. ama işte devam ediyor tabi etmesine de ..kalan hayatın kalitesi düşmekte.
 bu aralar işlerimle ilgili değişik ortamlarda yeni  insanlarla tanışıyorum.tabi gün geçtikçe ve birbirimizi tanıdıkça gözlem yapabilme fırsatım da oluyor..insanların bana karşı yaklaşımlarını etüd etmekle eğleşiyorum..evli olduğumu duyanlar hele birde iki çocuğum olduğunu duyunca çeşitli tepkiler veriyor..oysa ben kimsenin evli ya da bekar olduğunu duyunca tepki verme gereği duymam..yaratılış farkı işte:)
  tabi gösterdikleri tepkiye göre zihnimde ok işaretleriyle tablolar oluşturuyorum.şaşıranlar ve doğal karşılayanlar ana başlığıyla ikiye ayırıp daha sonra onları da kendi aralarında bölüyorum.heheeehee ne yapayım bir şekilde başa çıkmalıyım gündemimin zorluklarıyla..peehh.
     şaşıranlar da kendi aralarında ayrılıyor mutlu şaşıranlar  aaaaa ne güzel evliymiş ki bu sevinme zannımca çok saçma ama işte.ne var yani niye sevindinki sanki geldin bir çeyrek taktın düğünümde...birde aaaa evliymiş ne saçma... evlilik çok saçma... çocuk daha da ...her şey saçma şaşıranları var..onları direk sevmiyorum..hehehee  benim elimd kimse karışamaz.
    normal karşılayanlarda bölünmez olurmu onlarda bölünüyor tabi..kadın dediğin evli olmalı olmazsa olmaz tipleri var .ki genelde kendileri de  evli olanlar bu gruptakiler yani ben evliyim sen evlisin o evli hepimiiğğiizzz evliyiiğğiizzzz bu kavga ne diyğeeee..birde normal karşılayıp ama sürekli evliliği hayal eden ve keşke bende ..keşke benimde..ayyy benimde hayalim... başlıklı cümleler kuran evlilik sempatizanları var..bu grup benimle yaşıt veya benden yaşça büyük ablalar grubu..aslında hüzünlüler ..ama kısmet işte..
     şimdi diyeceksiniz ki kızım sen niye taktın bu evlilik konusuna..ama ne yapayım son iki haftadır bu konu üzerine karşılaştığım tepkileri irdeliyorum izdüşümsel betimliyorum hahaaaaa...eğleniyorum..
     şahsi fikrimi soracak olursanız ki sormanızı ümit ederim..evli bekar dul çocuklu çocuksuz yani insan her türlü nasıl mutlu sağlıklı huzurlu olacaksa öyle kalsın arkadaş..tabiki mezhebi geniş biri değilim ama insanları da medeni hallerine göre değerlendiremiyorum..imla hatalarım olabilir ..şimdiden özür dilerim sevgili okuyan..öpüyorum sevgili okuyan..